ÇOCUKLUK MESLEĞİ!

Çocukluğumuzdan geriye ne kaldı! Geceleri, gaz lambasının alacakaranlığında büyüyüp titreşen gölgeler gibi anılar. Lamba şişesinin islenmesi, gölgelerin daha da korkutucu, silik konturlu düşlem yaratıklarına dönüşmesi demekti bizim için. Evin yetişkinleri, görevini aksatana ertesi sabah tatlı tatlı çıkışırlardı: – Lambanın isine, evin kızına!.. (Bu görevin, örneğin niçin evin oğluna değil de[…]

Yazının Devamı

KUŞLAR VE KENTLER

Bertolt Brecht, “Sezuan’ın İyi İnsanı” oyununda (1), sabahları kentin uyanışını “yaşlı bir işçinin kalkıp çekicine sarılmasına, temiz hava ile ciğerlerini şişirmesine” benzetiyor. Brecht’in Sezuan’ı, “bütün tasarımların ötesinde, yoksulluğun en alt basamağında bir kent, gerçek bir cehennemdir.” Henüz tam anlamıyla “Sezuan’laşmamış” olsa bile İstanbul’un da o yolun yolcusu olduğu kesin. Toplam[…]

Yazının Devamı

GÜLE GÜLE İLHAN BANGUOĞLU!

Bize göre Babıâli’yi Babıâli yapan ustalarımızdan biri daha bu dünyadan göçtü; İlhan Banguoğlu. Geçen pazar günü 91 yaşında hayata gözlerini yuman İlhan Ağabey’i, bu satırlar size ulaşmadan bir gün önce toprağa vermiş olacağız. Bir kolu Mısır kökenli olan, varsıl bir ailenin oğluydu. Eski Millî Eğitim bakanlarından, dilbilimci Tahsin Banguoğlu’nun yeğeniydi. İyi eğitim görmüş, Türkçe haber diline[…]

Yazının Devamı

MEVSİMİN ELLİ TONU

Mevsim döndü. Ama, sıkı giyinerek de olsa sabah kahvaltısı hâlâ balkonda yapılabiliyor. Cemal Süreya ile birlikte! “Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” Güneş bir açıp bir külrengi bulutların gölgesinde mola verince karaduygu (melankoli) ile coşku gelgiti arasında yürek sersemi oluyor insan! Karşı evin balkonundaki asma,[…]

Yazının Devamı