ÜÇ KALEM PİRZOLA
Kültürsüz kalkınılmaz. Yalnızca kalkınıldığı sanılır. Tersini savunan varsa aldatıcı, yanıltıcı bir kalkınmadan söz ediyordur. Beslenme çantası boş[…]
Yazının DevamıKültürsüz kalkınılmaz. Yalnızca kalkınıldığı sanılır. Tersini savunan varsa aldatıcı, yanıltıcı bir kalkınmadan söz ediyordur. Beslenme çantası boş olarak okula gönderilen ilkokul öğrencisine, ‘üç kalem pirzola’nın karne armağanı olduğu, yoksulluğun dibi yaşatılan bir ülkede sen neden söz ediyorsun? diye düşünenler olabilir. Gerçi, haberin yayımlandığı tv kanalı, ham görüntüleri paylaşarak haberin öznesi olan çocuğun muhabir tarafından önceden yönlendirildiğini kabul[…]
Yazının DevamıBugün, ülkemizde kadın hareketi açısından önemli bir yıl dönümü. Kadınlarımız, 18 Ocak 1886’da, Şükufezar dergisinde ‘saçı uzun aklı kısa’ deyimini kullananlara karşı savaşım başlattılar. “Şükufezar”ın anlamı ‘çiçek bahçesi’. “Biz de varız, var olmaya devam edeceğiz.”sloganıyla yayımlanan derginin kurucu ve yöneticisi Arife Hanım’dı. Kadına kadınlık, ev ekonomisi, çocuk bakımı… öğretmeye çalışan birkaç kardeş dergiden farklı olarak “Şükufezar”da, hemcinslere okumaları, iyi eğitim almaları öğütleniyordu (1). Şimdi soralım: 2023[…]
Yazının DevamıYahya Kemal Beyatlı öldüğünde, başucunda Fransız şair Gérard de Nerval’in (1808 -1856) “Rüya ve Yaşam – Aurélia” kitabı açık duruyordu. Beyatl ı (1884 – 1958), Fransa’da 19’uncu yüzyıl çağcıl (modern) şiirin öncüsü Nerval‘den çok etkilenmişti. (Beyatlı’nın öğrencisi ve en sadık izleyicisi Ahmet Hamdi Tanpınar da öyle.) Kitabını yazdığı Aurélia, Nerval’in 27 yaşındayken âşık olduğu sıradan bir opera şarkıcısı Jenny Colon’du. “Rüya ve Yaşam” da şairin onu tanrıça katına yükselttiği uzun hikâye.[…]
Yazının DevamıToprak ve gökyüzü… Çocuk ruhumuzun kanat çırptığı sınırsız, sonsuz uçuş aralığı. Gerçi toprak dediğimiz şimdi balkondaki saksılarda. Ama olsun. Güzün çoktan kışa dönmesine karşın dünyaya çiçek çiçek gülümsemekte ayak direyerek bizi avutuyor. … Ve karıncalar. Saksılardan çıkıp balkonun soğuk demir korkulukları üzerinde telaşla ilerliyorlar. Korkuluğun üst yüzeyi yeterince geniş, geçerken[…]
Yazının DevamıDenize yağmur yağarken güneş açtı. Bütün doğa, aynı anda iki duyguyu yaşayan güzel bir çocuk şimdi. Çocuğun ışıltılı esmer gülüşüne, yeşil gözlerinden akan sicim gibi gözyaşlarının parıltısı karışıyor. Denizin rengi, kıyıda su yeşili çünkü. Açıklarda ise önce tirşeye, sonra lacivert renk kuşakları içeren Çin mavisine dönüşüyor. Bu hoş imgelemdeki esmer[…]
Yazının Devamı“Maddeyi yüksek ısıda suyla eritip daha sonra soğutursanız madde bazen kristalleşmez çünkü moleküller nasıl kristalleşeceğini bilemez. Onları kristalleşmeye başlatacak bir şeye örneğin bir kristal tohumu parçasına, bir toz zerreciğine, hâttâ cam kabın çevresine bir şeyin sürtmesine ya da dokunmasına gerek duyarlar.” (1) İmza: Son zamanlarda sık sık alıntı yaptığımız Robert Maynard Pirsig (1928[…]
Yazının Devamı19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyoruz. Büyük Önder, Kurtuluş Savaşı‘nı başlattığı günü, Türk gençliğine armağan etti. İşgalci emperyalizme karşı verilip kesin utkuyla kazanılan tarihin ilk ve tek kurtuluş savaşı, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde yapılan Millî Mücadele‘dir. Ulusça bunun övüncünü yaşayacağımıza, ne yazık ki en büyük ulusal kahramanlarımıza kara çalmaya çalışanlara yeterince sesimizi[…]
Yazının DevamıBayram sabahı, hoş bir şaşırtıyla (sürpriz) karşılaştık. Sokağın başındaki evin gölgeliğinde, yenidoğan üç kedi yavrusu birbirine sarılmış yatıyordu. Mahallenin bir süredir ‘yüklü’ olan “Kehribar”ı, doğurmuş. Sabah güneşinin, karşı köşedeki ıhlamur ağacı dalları arasından sızan parlak ışın demeti üzerlerine düşmemiş olsa varlıklarının ayırdına zor varırdık. Bu bir rastlantı olamaz; “Kehribar Ana”, yavrularını hem ısınsınlar hem de biz görelim diye bir tür ramp ışıklarının altına taşımış. Sanki bizim, hayvan[…]
Yazının DevamıDüşündüğünü ya da bildiğini dile getirerek kimseyle paylaşamamak, insanın doğasına ters. “Düğüm, yumru” demek olan Arapça kökenli “ukde” sözcüğünün mecaz anlamıyla türetilmiş bir deyim: “İçinde ukde olmak (kalmak)” * Sait Faik, Türk yazınında (edebiyat) öykücülüğün, en güçlü liderlerinden. “Haritada Bir Nokta” öyküsünün (1) sonunda şöyle diyor: “… Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da[…]
Yazının DevamıAnadolu, söylence dolu. Örneğin, ıslah edilmeden önceki ilkel biçimiyle en eski tarım ürünlerinden olan buğdayın Anadolu’da bolluk, bereket simgesi sayıldığını, söylencelerden ögreniyoruz. Frigya‘nın başkenti Gordion, İÖ yedinci ve sekizinci yüzyıllarda, bugünkü Ankara Polatlı yakınlarında (Yassıhöyük’te) kuruluydu. Köylü kökenli Frig Kralı Gordios’un, tanrıça İda’dan bir oğlu oldu. Bebeğe Midas adını koydular. Frigler, bebeği gelecekleri için gönenç (refah) işareti olarak gördüler. Çünkü, bir koloni dolusu karınca, Midas’ın beşiğine buğday taşımıştı. 17 Nisan 2022 günü Sözcü gazetesinin internet[…]
Yazının Devamıİnsanlık tarihini yazanlar, din ve vicdan özgürlüğünü her toplum için Latince deyişle artık “sine qua non” (olmazsa olmaz) bir gereklilik sayıyor. Çünkü Batı; dinsel bağnazlığın (fanatizm), insanları insanlığından çıkardığını, her şeyden önce ‘kendi yaptıklarından’ biliyor! Örneğin, Engizisyon döneminde din adına işledikleri ‘günahların’, insanlığın ortak belleğinden silinmediğini, hiç de silinmeyeceğini… * Bugün (13 Nisan) Batılıların din bağnazlığı yoluna diktikleri kilometre taşlarından birinin yıl dönümü. Hristiyan Fransisken tarikatından 42 rahip, Meksika[…]
Yazının Devamı“Türkü türkü Türkiye’m”in Karadeniz’inden, yalçın kayaları döven hırçın dalgalar gibi iki dize: “… Sevdalu günlerime / Geldi çattı ramazan…” Sevdamız ortak; bu topraklarda ağız tadıyla yaşamak. Dünyada, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan 50 ülke var, toplam Müslüman sayısı da ‘bir milyar 800 milyon’. Yani neredeyse her dört kişiden biri; ‘on bir[…]
Yazının Devamıİstanbul’u, otuz beş yıl sonra ilk kez böylesine sevimli bir tülün ardından, masal ülkesi güzelliğine bürünmüş olarak izledik. 1987 yılından beri kente bu denli kar yağmamış. Duyumsanan hava sıcaklığı -8 dereceye değin düştü. Sibirya’dan “Aybar (?) fırtınası” gelmesi bekleniyordu, gelmedi! Sokaklar, neredeyse diz boyu karla kaplı. İlkyaza uyanan bitkiler, üzerlerindeki[…]
Yazının DevamıYarım yüzyılı aşan yazı işçiliğimizde, sözü döndürüp dolaştırıp sanata, daha çok da yazın’a (edebiyat) getirmeye çalışanlardanız. Karınca kararınca söyleyegeldiklerimizi bu kez baştan söyleyelim: Sanat, insanın yaşamla arasında sihirli bir mercektir. Nitelikli bir tiyatro oyunu, güzel bir film, bir şiir / müzik dinletisi izlediğimiz ya da resim / heykel / fotoğraf sergisi gezdiğimiz zaman dünyayı farklı görmeye başlar, görünmez bir elin ruhumuzu alıp yükselttiğini duyumsarız. Yazın ise daha da yüce bir işlevselliği barındırır. Bireysel düşünürsek kitapta okuduğumuz[…]
Yazının DevamıAlman yazar Brecht‘e (1898 – 1956) göre dünya, ‘altın ışıklı bir ırmak’; ama biz insanlar, bu büyülü güzelliği ‘gölgeliyoruz’! Şiirsel saptama, yazarın “Sezuan’ın İyi İnsanı” (1) oyunundan: Çoktanrılı dinlerden birinin üç tanrısı, ‘iyi insan’ bulmak üzere Çin’in Sezuan kentine gönderilir. Kent halkı, yoksulluğun pençesindedir. Su satıcısı Vang’ın yardımıyla başvurdukları sakinlerden hiçbiri, ‘tanrıları, tanrı misafiri olarak evinde ağırlamaya’ yanaşmaz. Biri dışında; sözleştiği müşterisini bekleyen ve ondan alacağı parayla[…]
Yazının DevamıHer açıdan ağır geçen kışı atlatmamıza bir haftadan az zaman kaldı. Doğa, erken ilkyaz yağmurlarıyla elini, yüzünü yudu. Betona tapanlar, tapınadursunlar… Bizim ‘kurtarılmış’ küçücük toprak parçası bahçelerimizde ya da hemen her köşe başında onlara direnen her tondan yeşil güzellikler tomurcuğa durdu. Bahar dalları yasak tanımıyor. Yazı masasının başına her zamanki[…]
Yazının Devamı. Dün (15 Şubat 2022), Matthieu Ricard’ın 76. doğum günüydü. O da kim? derseniz… – Dünyanın en mutlu insanı. ABD’de yapılan bir bilimsel araştırmanın sonuçları açıklandığından beri Matthieu Ricard, böyle anılıyor. Wisconsin Üniversitesi nörologlarından Richard Davidson; düzenli olarak meditasyon (1) yapan kişilerin beyinlerini inceliyordu. Bilim insanının, 2014’te MR aygıtına bağlayarak[…]
Yazının DevamıSanatla sporun barışçıl ruhları göstermelik bile olsa birleşince olağanüstü güzellikler ortaya çıkıyor. 4 Şubat günü başlayan 2022 Pekin Kış Olimpiyatları’nın açılış töreninde görüldüğü gibi: Çinli sinema yönetmeni Zang Yimu’nun sanatsal düzenlemesiyle dev bir kar tanesi oluşturulmuş. Geleneksel olimpiyat meşalesi; barış simgesi zeytin dalı yapraklarıyla donatılan o kar tanesinin ortasında 20 Şubat’a değin yanacak. Dileriz bu arada, Birleşmiş Milletler’in (BM) aldığı, -olimpiyatların yedi gün öncesinden başlayıp yedi gün[…]
Yazının DevamıEpeydir görmüyoruz; eskiden karikatürcüler demokrasiyi, ‘doksan altmış doksan’ ölçülerinde genç ve güzel bir kız olarak çizerlerdi. Halk arasında, güzeller için “Tanrı, çirkin şansı versin.” derler. Kimi siyaset bilimcileri; ‘İkinci Adam’ İsmet İnönü’nün, ülkemizi çok partili düzene kavuşturduğu 1946 yılını, demokrasi deneyimi için çok erken sayarlar: “İven kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz.” (Evlilikte) Acele eden kız, eşini iyi seçemeyeceği[…]
Yazının DevamıUygar dünya; bilim ve uygulayımbilimde (teknoloji) aklın, insanın yaratılış özelliklerinin sınırlarını her an zorluyor. Çok şükür! Bir sabah uyanacağız ki insan beynine takılan bir mikroçip geliştirilmiş; ‘akıllı’ cep telefonlarıyla bilgisayarlardaki ‘yeniden başlat’ imlecini de içeriyor. Bu arada bizler; ‘Tanrı akıl dağıtıyormuş, herkes yine kendi aklını beğenmiş’ gerçeğini yaşayan kişiler olarak kendi dünyamızda kendimizle baş başa kalmayı sürdüreceğiz. Değerli yalnızlık! Ama sanatçılar için aynı şey[…]
Yazının Devamı