Derin Kaygıdan Umuda

Yeni hükümetin Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, bakanlığının adını “Maarif (Vekâleti)” olarak değiştirmek istiyormuş.

İlk anlamı ‘bilgi ve kültür’, ikinci anlamı da ‘öğretim ve eğitim dizgesi’ olan  “maarif”, Arapça kökenli bir sözcük.

“Millî eğitim”i ulusal olmaktan tümüyle çıkarıp “ümmetçi” yapmaya kararlı bir iktidarın ‘nazır’ına (!) da Arapçayı Türkçeye yeğ tutmak yakışır!

Çok merak ediyoruz; Türkiye Cumhuriyeti’nin adını ‘cemahiriye’ yapmak da gündemlerinde var mı?

Ya da Atatürk’ün Dil Devrimi’ni ‘karşı devrim‘le yıkmaya çalışırken zaman içinde “anlam bayağılaşması”na (Fr. péjoration) uğrayan kimi Arapça sözcüklere ‘itibarını iade’ (!) edecekler mi?

Örneğin, “herif” sözcüğüne… Arapça aslı “hârif” olup ‘arkadaş, meslektaş, teklifsiz dost’ anlamlarına gelen “herif”, artık ‘kaba dilde erkek’ demek. Ne ayıp!

ÖĞRENCİ VELİLERİ İLE LİSELİLERİN DİRENİŞİ

Bizi öğretmenlerimiz yetiştirdi. Atatürk’ün dediği gibi, “gelecek kuşaklar da öğretmenlerin eseri olacak”.

On dört yıldır sistemli olarak imam – hatipleştirdikleri okullara, sürekli yandaş yönetici ve öğretmen atıyorlar.

Bu gidiş, ilerici kesimlerde derin bir kaygı yaratırken son günlerde yaşanan üç olay, ülkemizin aydınlık geleceği için umut verdi.

Kütahya Dumlupınar İlköğretim Okulu’nda, AKP İlçe Başkanlığı’nca “etkili anne baba iletişim semineri” adı altında düzenlenen siyasal propaganda etkinliği, veliler tepki gösterince iptal edildi.

Öte yandan, Galatasaray Lisesi öğrencileri, verdikleri gazete ilanıyla ‘hiçbir padişaha kölelik yapmamış’ bir okul müdürü istediler.

İstanbul Erkek Lisesi (İEL) öğrencileri de mezuniyet töreninde, iktidarca sınavsız atanan okul müdürü konuşurken protesto için topluca arkalarını döndüler.

Böylece de ‘maarif’le geleceklerini karartmak isteyenlere karşı birer meşale yakıp ‘ulusal eğitim’ aydınlığından vazgeçmeyeceklerini göstermiş oldular.

 

DOĞAN KATIRCIOĞLU 79 YAŞINDA

Beş yıl önce (6 Haziran 2011’de) bu dünyadan göçen değerli gazeteci ağabeyimiz Doğan Katırcıoğlu’nun, İEL’lilerin demokratik eylemi üzerine ‘mezarında gülümsediğini’ duyumsadık. Babıâli’nin yanı sıra ‘İstanbul’un da belleği’ olan Katırcıoğlu, İEL’li olmasıyla övünürdü. Onun kaleme aldığı kitaplardan “Okulname”, bu köklü eğitim kurumu hakkında yazılmış önemli üstelik yazınsal değeri de yüksek bir yapıttır. 1937 doğumlu Katırcıoğlu, ışıklar içinde yatsın.

GRAM GRAM ‘EPİGRAM’

Çalışan kadın ‘yarım’ ise eğer / Dinbaz bir ‘kapatma’yı anne yapın / Gün yirmi dört saat tapınsın size / Göğsünüzün kılı, ‘bir buçuk kadın’!