RABBENA HEP BANA -2

Yaşar Kemal‘in Cumhuriyet gazetesinde 1975’te yayımlanan bir yazı dizisi, belleğimizde taptaze: “Çocuklar İnsandır” Usta romancımız çocuklarla yaptığı, daha doğrusu ‘çocukla çocuk olduğu’ röportajlarından oluşan bu diziyle  toplumumuzu ‘yarınlarına’ sahip çıkmaya çağırıyordu. Turhan Selçuk’un çizimleri ve Ara Güler’in çektiği fotoğraflarla daha da çarpıcı hâle gelen röportaj dizisinin (1) üzerinden yarım yüzyıla yakın zaman geçti. Kayseri’de, dört yaşındaki Saliha Çakır’ın beklenmedik[…]

Yazının Devamı

RABBENA HEP BANA -1

Afganistan’ı işgal eden kadın düşmanı köktendinci Taliban’dan bir heyet, geçen hafta Türkiye’nin çağrılısı olarak geldiği Ankara’da resmî görüşmeler yaptı, biliyorsunuz. Aynı günlerde sosyal medyamızda, Aziz Sancar imzasıyla şu ileti paylaşıldı: “Kızlar okuyun. Okumazsanız kolunuza takılan üç bilezik, kocanızın ömür boyu ödeyeceği salon takımıyla övünen, çeyizi dünyadaki en değerli eşya sanan bireyler olursunuz. Dışarıda nehir gibi akan bir hayat[…]

Yazının Devamı

ÇER ÇÖPTEN GEÇİNME YASAĞI!

Susan Sarandon, ülkemizde “Karışma Anne” adıyla oynatılan “The Meddler” (Y. Lorene Scafaria) filminin bir sahnesinde, bir dilim ekmeğin ortasını oyup içine yumurta kırarak pişirip yer. Ama ne yemek! Bir daha aynı tadı hiçbir şeyde bulamayacakmış gibi, her kırıntısıyla ‘mutlu’ olarak; “Mmmhhh!..” Yaşamı, bütün gözenekleriyle solumak iyi bir şey gibi geliyor insana. Ama zamanla, çer çöpü de içinize çekmiş[…]

Yazının Devamı

DİYANET VAGADUGU’DA

Mini mini birlerin okul şarkısı “… yaprak yaprağa sürünür / Kışın karlara bürünür”ün nakaratı olan “Orman ne güzel, ne güzel”e şimdi şu dize eklenirse hiç şaşırmayız: “Yoksulluk ne güzel.” (Enerji ürünlerine ardı ardına yapılan -ve daha da yapılması beklenen- yüksek zamlardan sonra çocuklarımızın, önümüzdeki karakışı ‘yoksulluk güzellemesi’ ile karşılayabilmeyi çekirdekten öğrenmeleri ‘iç ısıtıcı’ olabilir! Hem dersini[…]

Yazının Devamı

SENED-İ İTTİFAK 213 YAŞINDA

Tarihimizde 29 Eylül 1808‘in önemli bir yeri var. 213 yıl önce bugün Osmanlı başkenti İstanbul’da, “padişahın yetkilerinin kısıtlanması” ile sonuçlanan bir toplantı başlatıldı. Padişah II. Mahmut döneminde, Kâğıthane’deki Çağlayan Kasrı’nda, merkezî hükümet ile âyan (padişahça oluşturulan bir tür senato ya da devletin ileri gelenleri) arasında bir dizi gerilimli görüşme yapıldı. 7 Ekim 1808’de de pek çok hukukçunun “ilk Türk[…]

Yazının Devamı