ÇOK ‘FİLİM İŞLER’!

İstanbul’u, otuz beş yıl sonra ilk kez böylesine sevimli bir tülün ardından, masal ülkesi güzelliğine bürünmüş olarak izledik. 1987 yılından beri kente bu denli kar yağmamış. Duyumsanan hava sıcaklığı -8 dereceye değin düştü. Sibirya’dan “Aybar (?) fırtınası” gelmesi bekleniyordu, gelmedi! Sokaklar, neredeyse diz boyu karla kaplı. İlkyaza uyanan bitkiler, üzerlerindeki[…]

Yazının Devamı

MEDENİYETLER (!) BULUŞMASI

Yarım yüzyılı aşan yazı işçiliğimizde, sözü döndürüp dolaştırıp sanata, daha çok da yazın’a (edebiyat) getirmeye çalışanlardanız. Karınca kararınca söyleyegeldiklerimizi bu kez baştan söyleyelim: Sanat, insanın yaşamla arasında sihirli bir mercektir. Nitelikli bir tiyatro oyunu, güzel bir film, bir şiir / müzik dinletisi izlediğimiz ya da resim / heykel / fotoğraf sergisi gezdiğimiz zaman dünyayı farklı görmeye başlar, görünmez bir elin ruhumuzu alıp yükselttiğini duyumsarız. Yazın ise daha da yüce bir işlevselliği barındırır. Bireysel düşünürsek kitapta okuduğumuz[…]

Yazının Devamı

‘ÜLKEMİZE DÖNELİM, HİÇLİĞİMİZE…’

Alman yazar Brecht‘e (1898 – 1956) göre dünya, ‘altın ışıklı bir ırmak’; ama biz insanlar, bu büyülü güzelliği ‘gölgeliyoruz’!  Şiirsel saptama, yazarın “Sezuan’ın İyi İnsanı” (1) oyunundan: Çoktanrılı dinlerden birinin üç tanrısı, ‘iyi insan’ bulmak üzere Çin’in Sezuan kentine gönderilir. Kent halkı, yoksulluğun pençesindedir. Su satıcısı Vang’ın yardımıyla başvurdukları sakinlerden hiçbiri, ‘tanrıları, tanrı misafiri olarak evinde ağırlamaya’ yanaşmaz. Biri dışında; sözleştiği müşterisini bekleyen ve ondan alacağı parayla[…]

Yazının Devamı