Bu günün Türkiye’sini yönetenler, 16 yıl önce halktan oy isterken “Üç Y” olarak adlandırdıkları bir vaatler dizisi sunmuşlardı:
“Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele.”
Bunu, “yargı”yı da ekleyerek “Dört Y” yapabilirlermiş aslında!
Ülke olarak geldiğimiz noktada ne anayasa ve yasalarımızı açıkça çiğneyenlerin üzerine evrensel hukuk ilkeleriyle gidebilecek ne de -hâlen 148 gazeteci ve medya çalışanımız hapiste olduğuna göre- düşünce ve anlatım özgürlüğü için güvence sayılabilecek bir “bağımsız yargı”dan söz edilebiliyor.
Öte yandan devletin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, 2017 yılında açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayanlarımızın sayısı 14,4 milyon kişiye ulaştı.
VAH ÜNİVERSİTEM!
Yasaklarla savaşım, vaadine dönersek… Yasaklar daha da artmış görünüyor. Özellikle de 24 Haziran seçimleri yaklaştıkça…
Örneğin, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, seçim kampanyasındaki güler yüzlü, alçakgönüllü görüntüsü, inandırıcı beden dili ve söylemleriyle her kesimden kitlelerle sıcak temas kurabiliyor.
Aaa bir de baktık ki sayın İnce, yeni bir yasayla bölünen 13 yüksek öğretim kurumundan, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesini ziyaret etti diye bu okulun dekanı görevden alınıverdi.
Ama, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü, çeki taşı gibi yerinde duruyor. Arap şeyhi giysileriyle poz veren bu rektör, iktidar yanlısı olduğunu ilan etmişti! Aynı kişinin genel yayın yönetmeni olduğu ansiklopedide, “Demokrasiye inanan ‘mürted’dir (Müslümanlıktan çıkıp başka bir dine geçmiş kimse); tövbe etmezse öldürülmelidir.” gibi tüyler ürpertici anlatımlar var.
81 MİLYON KİMLER?
Eğitim Sen Mardin Şubesi, malum rektör hakkında yargıya başvurulduğunu açıkladı ama biz bu satırları yazdığımız ana dek “Dördüncü Y”nin harekete geçtiğini duymadık.
Bu arada, üst düzey bir siyasetçimizin geçen hafta partisinin seçim mitinginde, “81 milyon, destek ve dualarıyla arkamızda.” dediğini kendi kulaklarımızla işittik.
Ve, acaba Türkiye’nin nüfusu yüz elli milyonu geçti de bizim haberimiz mi yok? diye düşündük!
Öyle ya…
Son olarak aralarında İstanbul, Gazi, İnönü… gibi Türkiye’nin köklü 13 üniversitesi, “böl, parçala, medreseleştir” yasasıyla karnıyarığa çevrilmesin diye haftalardır gösterdikleri yoğun tepkiler, protestolar umursanmayan öğretim üyesi, öğrenci… kitleleri, 81 milyona dâhil değil demek ki!
Tıpkı daha önce şeker fabrikalarımızın özelleştirilmesine karşı çıkarak ülke çapında eyleme geçen ancak kale alınmayan işçi, çiftçi, hayvancılarımız… dâhil olmadığı gibi!
Ve elbette, medya üzerindeki Cumhuriyetin hiçbir döneminde görülmediği kadar ağır baskı ve yıldırma / sindirme operasyonlarına, giderek daha da kısılan sesimizle de olsa karşı çıkan biz gazeteciler, sayın yetkilinin arkasındaki 81milyonun dışında olmalıyız!
Son söz:
Gele gele, bizi 81 milyonluk bir “sürü” olarak görme noktasına gelenlere, seçim sandığında özgür bireyler olduğumuzu gösterip gerçek bir demokrasi dersi vermeliyiz.
GRAM GRAM ‘EPİGRAM’
Kendinle mutlu musun ki sen / Seninle mutlu olayım ben?