Qu’est-ce Que C’est? (*)

Türkiye’de, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) adı verilen, 12 Eylül Askerî Darbesi’nden sonra üniversitelerin başına lök gibi oturtulmuş bir kurum var, biliyorsunuz.

Bu YÖK‘çüler geçenlerde, Türkiye’de henüz öğrencisi olmayan Fransız Dili ve Edebiyatı ile Fransızca Öğretmenliği bölümlerine öğrenci alınmamasına karar verdiler.

Bu kısıtlama / yasağın açıklanan iki gerekçesi:

1- Fransa ile ‘mütekabiliyet’. Yani, bu ülkenin hiçbir üniversitesinde lisans düzeyinde Türk Dili ve Edebiyatı ya da Türkoloji bölümü bulunmayışı!

2Fransa’da, eski Cumhurbaşkanı Sarkozy, eski bakanlar, Yahudi ve Hristiyan cemaatleri temsilcileriyle yazarların da bulunduğu 300 kişinin imzasını taşıyan bir bildiriyle; Kuran’dan ‘şiddet ve Yahudi karşıtı düşünceleri yaydığı savıyla kimi ayetlerin çıkarılmasının’ istenmesi.

ÇİFTE ZIRVA

Dünyada ‘bir milyar 600 milyon kişinin kutsal kitabı Kuran’dan ayet çıkarılmasını istemek, zırvalamanın daniskası. Buna karşı İslam dünyasının lider, düşünce önderi ve kurumlarının yapması gereken şey de köktendinci teröre, din ve mezhep düşmanlığına ‘samimiyetle’ karşı çıkmak, “cihat” (din uğruna savaş) gibi, bütün insanlık ailesinde ortak kaygıya yol açan tehdidi ortadan kaldırmak.

Fransa’daki üniversitelerde Türk Dili ve Edebiyatı ya da Türkoloji bölümlerinin olmadığı savına gelince… Bunu ilk işittiğimizde, akademisyen – yazar Nedim Gürsel’in, Sorbonne Üniversitesinde uzun yıllardır Türk Edebiyatı dersi verdiğini anımsadık.

Rastlantıya bakın ki Gürsel, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı günü Halk TV’de, Enver Aysever’in “Ayrıntılar” izlencesine konuk oldu. Aysever, YÖK’ün kısıtlama / yasaklama kararına ilişkin görüşünü de sordu, Gürsel’e.

“CEHALET ÖRNEĞİ”

“Benzersiz bir cehalet örneği!” diyen Gürsel, ekledi: “Ben 35 yıldır Çağdaş Türk Edebiyatı dersini Merih gezegeninde mi veriyorum!”

Ardından da Strasbourg, Aix En Provence… gibi birçok üniversitede Türkoloji bölümleri bulunduğunu, Türkçe dersi okutulduğunu belirtip şu bilgileri verdi:

1789 Fransız Devrimi’nden sonra ‘Doğu Dilleri Üniversitesi’ (Ecole de Langues Orientale) Türkçe öğretmek için kurulmuş. Bugün de öğretiyor. Koskoca YÖK, bunlar profesörler, insan bir sorar! Karardan hemen geri dönülmeli.”

OHAL – BU HÂL!

Aysever, Fransa’da Holland dönemindeki OHAL ile ülkemizde süren OHAL uygulamalarını kıyaslamasını da istedi, Gürsel’den. İşte, yanıt:

“Fransa’da terör saldırılarının ardından ilan edilen OHAL, sadece güvenlik önlemleri düzeyinde. Hiçbir gazetecinin tutuklanması şöyle dursun, hakkında kovuşturma bile açılmadı. Ne bir yazarın hayatı karartıldı ne de basın üzerinde en küçük bir baskı vardı.”

2018 Türkiye’sinde, her gün bir yenisini yaşadığımız şoklardan bu “bilim / kültür ayıbı”, Fransızca öğrencilerinin bir tekerlemesini akla getiriyor:

– Qu’est-ce que c’est (kesköse, diye okunur)?

– Kes kafanı gir kümese!

GRAM GRAM ‘EPİGRAM’

Edith Piaf’ın şansonlarını / André  Gide’in romanlarını / Debussy’nin sonatlarını / Yok sayarız bir gece ansızın / Fransa denk al ayağını!..

(*) Fr. Bu nedir?