“Bir kimsenin kötülüğünü gazeteler yazmazsa adamın fenalığı anlaşılmaz. Böyle kimseler önemli işlere atanabilirler, halka zararlı olurlar, vatana ihanet ederler. Bunları aydınlatmak gazetelerin görevidir…” (1)
1909 Meclisi Mebusan’ında, Basın Yasa Tasarısı görüşülürken mebuslardan Sait Bey yukarıdaki tarihsel konuşmayı yaptı. Tasarı, uzun tartışmalardan sonra Âyan Meclisi’nden de geçerek 18 Temmuz 1909′da yasalaştı. Basına sansür ilk kez kaldırılıyordu. Buna karşın 24 Temmuz günü gazete matbaalarına sansür memurları geldi. Ama, gazeteciler ve yayımcılar örnek bir dayanışma göstererek memurları matbaalarına sokmadılar. Gazeteler ilk kez sansürsüz basıldı.
Ne yazık ki II. Meşrutiyet’in özgürlük havası uzun sürmedi. Basın Yasası da bundan payını aldı ve yasanın birçok maddesi değiştirilerek gazetecilerin özgürlüğü yeniden kısıtlandı. Ve, 1931’e değin yasa yürürlükte kaldı. (2)
‘GAZETECİ HUKUKSUZ ÇALIŞTIRILIYOR’
Bugün geçerli olan 26 Haziran 2004 tarihli 5187 Sayılı Basın Yasası, “Basın özgürdür.” diye başlıyor ama kimi muğlak kısıtlamalar getiriyor: “… Millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir.”
Hâlen en çok can yakan uygulamalardan biri de ‘cevap ve düzeltme hakkı’nın kullanımındaki adaletsizlik. Herhangi bir yayın organındaki bir doğru haber; haberciye ve gazeteye çok ağır hakaretler içeren metinlerle tekzip edilebiliyor. ‘Tarafsız’ yargıçlar, böyle hakaretnamelere geçit verebiliyorlar.
Bu arada, TGC Yönetim Kurulu, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü açıklamasında, Basın Yasası’na göre çalıştırılan gazetecilerin dört katı kadar hukuksuz çalıştırılan gazeteci bulunduğuna dikkat çekti. Ayrıca sansürün, otosansürün, ifade özgürlüğünün önündeki engellerin her yıl biraz daha arttığını vurguladı.
Bilindiği gibi, sansür hazretlerinin gadrine uğrayan son yayın organı, Fethullahçı darbe girişimi özel sayısı hazırlayan gülmece dergisi Leman oldu. Henüz OHAL bile ilan edilmeden mahkeme kararıyla toplatıldı.
Yaşadığımız kâbus gibi günlerin sona ermesi ve ülkemizde medyanın gerçekten özgür olacağı günlere kavuşması dileğiyle 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günümüz kutlu olsun.
GRAM GRAM ‘EPİGRAM’
Bahçıvansın biberin yok / Her seçimde Fetö’ye de / Oy vermişsin haberin yok!
1) Hıfzı Topuz; II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi, Remzi Kitabevi, Kasım 2003, sayfa 85
2) Agy. sayfa 85