‘AYLAN BEBEK’LER ARTIK ÖLMESİN

Büyüklerin çıkardığı savaşlarda masum çocuklar ölüyor ya da ömürleri boyunca unutamayacakları ruhsal sarsıntılar yaşıyor.

Suriye’de 34 askerimizin şehit edilmesinden sonra sınır kapılarımızın açılmasıyla Batı ülkelerine gitme umuduna kapılan ülkemizdeki Asyalı  / Orta Doğulu insanlar, Trakya ve Ege kıyılarımıza yığıldı. Bizler, ‘kapıdan baktıran’ mart ayını sıcak odalarımızda, iş yerlerimizde karşılarken onlar özellikle gecelerin dondurucu ayazında çoluk çocuğuyla aç, açıkta bekleşiyor. Kucağında bebeğiyle Meriç Nehri’ni geçmeye çalışan anneler, uyduruk lastik botlarla ailece Ege Denizi’nin karanlık sularında yok olmayı göze alarak yola çıkan aileler…

Korkulan oldu; biz bu satırları yazdığımız sırada BBC muhabiri Twitter’dan, İpsala yakınlarında bir Suriyeli erkeğin, sınırı geçmek isterken Yunan askerlerince vurulup öldürüldüğünü duyuruyordu.

Daha acıklısı; Reuters haber ajansı, Midilli Adası açıklarında alabora olan bir göçmen teknesindeki küçük bir çocuğun boğulduğu haberini veriyordu. İHD Çanakkale Şubesi ise söz konusu tekneden denize düşen bir kadın ile iki çocuk olmak üzere üç kişinin boğulduğunu öne sürüyordu.

Yeni mülteci Aylan Bebek facialarının daha fazla yaşanmamasını umuyoruz.

VİCDANLAR DA BÖLÜNDÜ

Bu arada, sınırdaki Yunan askerlerinin soyup buz gibi nehir sularına attıkları sığınmacılara, köylülerimiz yardım elini uzatmışlar.

Böyle insanlık dramlarının en azından hafifletilmesi için çırpınan bir güzel insan, müzisyen Haluk Levent var; AHBAP adını verdikleri yardımlaşma derneğinin başkanı. “Edirne, Keşan, Çanakkale, İzmir Dikili… Tüm Ahbap’lar sınıra! Çocuklar var! Oralarda sıkışanlar var! Çocuk bezi, çocuk maması, bolca su! Haydi canlarım!” diye sosyal medyadan haykırıyor. İnanılır gibi değil ama gerçek; AHBAP Derneğinin yardım kampanyasına tepki gösteren bir yurttaş, Twitter üzerinden “Üzülerek belirtmeliyim ki size karşı değer yargım değişmiştir. Hiçbir platformda ‘ahbap’ı artık desteklemeyeceğim. Takipte olduğum bütün ‘ahbap’ hesaplarını takipten çıkarıyorum.”diye yazıyor. Çok üzülen sanatçı, kendisine tepki gösteren kişiye “Sadece gözümüzün önünde sınırda üşüyen çocuklara su verdik diye…” yanıtını veriyor.

YÜREK KANATAN RAPOR

Öte yandan, İngiltere merkezli Save the Children’ın Türkiye kolu, Suriye İnsanî Krizi’nden etkilenen çocuklara destek vermeyi sürdürüyor. 2016 yılından bu yana uygulanan proje kapsamında, Hatay’ın altı ilçesinde 17 ayrı okula giden bin 251 çocuğu her gün evlerinden okullarına taşıdıklarını belirtiyorlar.

Söz konusu kuruluşun yayımladığı bir de rapor var ki içler acısı.

“Çocuklara yönelik savaşı durdurun” başlıklı uluslararası rapora göre, sadece önceki yıl savaşta en az 12 bin 125 çocuk öldürüldü ya da yaralandı. Bu da bir önceki yıla göre yüzde 13’lük artış anlamına geliyor. Ayrıca, 2017’den 2018’e kadar yüzde 32 artışla, bin 892 okul ve hastaneye saldırı düzenlendi.

Aynı rapora göre, dünyada 415 milyondan fazla çocuk, savaş bölgelerinde yaşıyor. Bu çocukların 149 milyonu yüksek yoğunluklu çatışma bölgelerinde yani ‘yılda binin üzerinde savaşa bağlı ölümlerin gerçekleştiği’ yerlerde bulunuyor.

Dikkat çeken bir başka veri ise çatışma bölgelerinde yaşayan çocuk sayısı azalırken çatışmalardan etkilenen çocukların artması. Bu veri, çatışan tarafların çocukları savaşta daha aktif kullanarak ‘çocuk istismarını artırdıklarını‘ gösteriyor.

Çatışmalarda çocukların karşı karşıya kaldıkları sorunların başında “öldürülme ve sakatlanma, silahlı gruplara alınma, cinsel şiddete uğrama, kaçırılma, okullara ve hastanelere yönelik saldırıların mağduru olma ile hayat kurtarıcı yardımların önlenmesi” geliyor.

Dünyayı, giderek büyüklerin her gün biraz daha fazla tepişip minik beden ve ruhların ayaklar altında çiğnendiği adaletsizlik şampiyonu gezegen hâline getirdiğimiz için kendimizle ne kadar övünsek azdır!!!

DİL YANLIŞLARIMIZ

Genç bir haberci, Batı ülkelerine gitmek üzere sınır kapılarına yığılan göçmen / mülteci / sığınmacıların çilesine ortak olmuş. Çanakkale’nin ilçesi Ayvacık’tan Yunanistan’ın Midilli Adası’na geçmek isteyenlerin dramını anlatıyor. Habercinin izlenimleri, ünlü fikir gazetemizin 1 Mart 2020 tarihli internet sürümünde şöyle yer aldı:

“… Afgan zeytin gözlü 2 yaşındaki Zahra, 11 yaşındaki ablası Remziye ve etrafındaki çok sayıda çocuk gibi tüm yaşananlardan habersiz Midilli Adası’na bakıyor. Sahil kenarında oyun oynuyor.

(…) Olumsuz hava koşullarından etkilenen mülteciler karşıya geçemeyeceklerini anladığında dağılıyor. Havanın düzelmesini bekleme noktalarından biri de Ayvacık’a bağlı Sokakağzı sahili. Burada bizi sahil kenarında boş bir eve yerleşen Afgan mülteciler karşılıyor.” (…)

Bu haberin, yalnızca yukarıda alıntıladığımız bölümündeki dil yanlışları:

1- “Afgan zeytin gözlü…” sorunlu bir tanımlamadır.

2- Haber dilinde; tek sayılar rakamla değil, yazıyla yazılır; iki yaşındaki…

3- Afganistan’da; Peştuca ana dilinin uyarlandığı Arap Abecesi (alfabe) kullanılır. Biz Türkler, Latin Abecesi dışındaki abeceleri kullanan uluslara ait özel adları, Türkçe okunuşlarına göre sesletip yazıyoruz. Kural gereği, buradaki “Zahra” da “Zehra” olacak.

4- Arapça kökenli “sahil” sözcüğünün anlamları:

“Karanın deniz, göl, ırmak boyunca uzanan bölümü, kıyı, yaka, yalı.”

Daha açık anlatımla; “sahil” zaten ‘deniz, göl ya da ırmak kenarı’ demek olduğu için haberde iki kez geçen “sahil kenarı” yanlış Türkçedir.

YAKİNEN / YAKINDAN

Tv’lerdeki tartışma izlencelerine katılan kimi politikacılar ve bu izlencelerde kolaylaştırıcılık (moderatörlük) yapan kimi meslektaşlarımız, “yakinen” belirtecini çok seviyorlar!

Ama, bu sözcüğü “yakından”ın eş anlamlısıymış gibi kullanıyorlar.

“Yakinen”in, aslında uzaklık ya da yakınlıkla bir ilgisi yok. Arapça “yakin”, sağlam bilgi; “yakinen” de “kesinlikle” demek.

Böyle eskimiş Arapça sözcükleri yeniden dilimize sokmaya çalışanları, hiç değilse “sözlük özürlü” olmaktan kaçınmaya çağırırsak kendilerinden fazla özveri istemiş olur muyuz?..

 

GRAM GRAM ‘EPİGRAM’

Korona virüsünü de

Unuttuk

Mide gurultumuzu da

Savaş toplarının

Gürültüsünden.

Hele 34 Mehmetçiğimiz

Toprağa düşürülünce

Cemreden önce

İlkyaz çiçeklerine boyun büktürdü

83 milyon yürek ateşimiz.