ABRAKADABRA 2019!

Bugün 1 Ocak 2020.

Yeni yılın ilk günü.

Yeni umutların da ilk günü, diyebilmeyi çok isterdik.

Ama, toplumca ateşi yüksek bir hasta gibiyiz; ardı arkası gelmeyen bir sabuklama (hezeyan) içinde.

Hele, kimilerimize bakınca  –Stefan Zweig’ın aynı adlı romanında işlediği- Malezya kökenli bir tür delilikten mustarip “Amok Koşucusu”nu görüyoruz sanki; eline geçirdiği ateşli ya da ateşsiz silahla insan kalabalıklarının üzerine yürüyüp önüne geleni yok etmeye çalışan…

“ATEŞİNİ SONSUZA YOLLA”

Doğaüstü güçleri olan birinin çıkıp da ülkemize sihirli değneğini değdirmesini bekliyoruz:

— Abrakadabra!..

Aslında, eski İbranice bir sözmüş bu “abrakadabra”.

“Ateşini sonsuza yolla.” anlamında.

2’nci ve 3’üncü yüzyıllarda, aynı zamanda Roma İmparatoru Caracalla’nın hekimi olan şair Serenus Sommanicus; ‘yüksek ateşli hastayı sağaltmak üzere iyi ruhları çağırma’ amaçlı bir tür muska öneriyor.

Şairin ta 208 yılında yazdığı “Gizli Konular” adlı kitabında yer alan muskanın geniş üst ucundaki “abrakadabra” sözü, üçgenin alt ucuna doğru birer harf eksiltilerek sonunda tek“a” harfine indirgeniyor. Böylece de kötü ruhlar adım adım geriletilerek sonunda def ediliyor!

Ne âlâ memleket.

Doğrusu bu konular, o kadar da gizli / gizemli değil elbet.

Beklediğimiz büyücü de şifacı da Godot da kendimiziz.

Ama biz, yine iyi dilekte bulunma âdetine uyalım:

— Abrakadabra 2019!

Ve hoş gel de şaşırt bizi 2020.

DİL YANLIŞLARIMIZ 

Batı ya da Doğu dillerinden olsun yabancı kökenli sözcüklerle başımız dertte!

Çok deneyimli bir gazeteci / ekonomist; 27 Aralık 2019 günü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tanıttığı, elektrikle çalışan ‘yerli ve millî’ otomobil hakkında bir tv kanalına konuşurken tam üç kez şöyle bir sözcük kullandı:

“Şarz”

Yükleme, anlamındaki “Fr. charge”ın -ki yine kimi tv’lerin taksitli satış kampanyalarında da her gün onlarca kez yanlış kullanılıyor- doğru yazılış ve okunuşu:

“Şarj”

APANDİS / APANDİSİT

Aynı gece bir başka tv kanalında, Enver Paşa hakkında yazılmış bir kitap tanıtılırken vtr’deki ses (dış ses):

(Enver Paşa) Otuz beş yaşındaydı. ‘Apandisiti’ alınmıştı, nekahet dönemindeydi…”

Tıpta, kör bağırsağın son bölümüne “apandis” (Fr. appendice) denir.

“Apandisit” (Fr. appendicite) ise söz konusu organın iltihaplanmasına verilen addır.

Dolayısıyla da insanın ameliyatla ‘apandisiti alınmaz’; “apandisi alınır”.

SÜBVANSE / SÜBVANSİYONE

Bir belediye başkanımız da 27 Aralık 2019 gecesi konuk edildiği tv izlencesinde, Türkiye’nin Tunus’ta tarım alanları kiralamış olmasını haklı olarak eleştirirken kıdemli ve çok değerli sunucu araya girip şunu söylüyor:

— Yani (Türkiye), Tunuslu üreticiyi sübvanse ediyor.

Belediye başkanı da onun sözünü yineliyor:

— Evet, sübvanse ediyor.

İşte, bu da dillere persenk olan (ne acıdır ki TDK’nin de düştüğü) bir başka yanlış.

(Parasal olarak) desteklemek” anlamındaki eylemin doğrusu; ‘sübvanse etmek’ değil, “sübvansiyone etmek” (Fr. subventionner).

KİBRİT SUYU EKİLİR Mİ!

Dil yanlışı örneklerini aktardıklarımız, sürekli gözümüzün önündeki birbirinden ünlü adlar…

İşte, yine o çok değerli kişilerden bir profesör, 25 Aralık 2019 gecesi tv ekranında 1994 yılındaki yerel seçimlerden söz ederken şöyle diyor:

— Köküne kibrit suyu ektikleri…

Su, ekilebilir bir maddeymiş gibi…

Bir daha ortaya çıkmayacak biçimde ezmek, yok etmek, anlamındaki deyimin doğrusu:

“Köküne kibrit suyu dökmek.”

HALİM / ÂLİM / HÂLİM…

Aynı izlencenin, aslında başarılı yorumlarıyla dikkat çeken gazeteci sunucusu,  Sadrazam Sait Halim Paşa’dan (1865 – 1921) söz ederken aynı ünlü profesöre dönüp:

— Sait Haalim Paşa… Yanlış söylesem düzeltirsiniz, biliyorum, diyor.

Değerli akademisyen de onu onaylıyor:

— Evet, doğru.

Oysa yanlış.

Yumuşak huylu (kimse), demek olan Arapça kökenli erkek adı “Halim”in ilk hecesi değil, ikinci hecesi yarım değer uzun okunur: “Haliim”.

Bu söz, ikileme olarak da aynı anlamda, yine “halim”in ikinci hecesi uzatılarak sesletilir; “haliim selim”.

İlk hecesi uzun okunan (ve a’sı şapkalı yazılan) benzer sözcük ise ‘bilgin’ anlamındaki yine Arapça kökenli “âlim”dir (aalim, diye sesletilir).

Bu arada, “Halim”e “haalim” derseniz bu söz, “(benim) durumum” manasına gelir ki ayırdında olmadan bir itirafta bulunmuş olursunuz:

“Ne olacak, milyonlarca izleyici karşısında her gün tekrarladığım bu Türkçe özensizliğiyle benim hâlim?..”

 

GRAM GRAM ‘EPİGRAM’

Asgari ücrete vergi

Azami cürete sevgi.

İşçi bu yıl da aç, açık

Rantçı ise dört kol çengi.