Bir haftadır yağmur yağıyor. Gökyüzü, okul müdürü gibi asık yüzlü görünse de aslında baba yürekli; çocuklara karne armağanı olarak ‘yağmur çeşitliliği’ sunuyor: — Sınıfınızda dört mevsim tablosu var ama siz yağmurları çok iyi tanımazsınız. Örneğin, şu anda penceremizi sis gibi incecik damlalarla yıkayan yağmur türüne ‘ahmak ıslatan’ derler. Ahmet, gülünecek bir şey varsa bize de söyle,[…]
Yazının DevamıAy: Haziran 2021
GARSON, ‘KİTAP’ GETİR!
Çetin Altan, toplumcu (sosyalist) bir yazar olduğu günlerde, gündelik geliriyle yaşamını sürdürmek zorunda kalmayı (proleterlik), ‘her gün bir boğayı boynuzlarından tutup yere çalmakla’ eşdeğer tutardı. Günümüzün boğaları ise pek yaman! “Rabbena, hep bana!” anlayışıyla semirdikçe semirip ortalığı toza dumana katarak gerçekleri perdelemeye çalışıyorlar. “Alma (elma) ağacında büyümek” diye bir deyim, işitmişsinizdir. Adamın biri, denize düşmüş. Kıyıdaki biri koşup suda çırpınan adama[…]
Yazının DevamıBEYİN YOKSULLUĞU VE ‘MÜSİLAJ’
Geçen hafta 3 Haziran’da, 58’inci ölüm yıldönümü nedeniyle andığımız ‘memleket sevdalısı’ Nâzım Hikmet’in Şilili arkadaşı Pablo Neruda (1904 – 1973), bir şiirinde şöyle diyor: “… ve bir gün bitirmek için dünyasal yoksulluğu / yardım et bize ey okyanus, / ey yeşil ve derin baba.“ Şiirin adı: “Deniz Kasidesi“. Dünya’nın dörtte üçünü kaplayan denizler, Neruda’nın deyişiyle ‘dünyasal yoksulluğu bitirmek için’ elinden geleni[…]
Yazının DevamıÇAY, MANGO VE YAŞAMA SAYGI
Çetin Altan’ın deyişiyle “Türk’e Türk propagandası yapmanın” hiçbirimize yararı yok. Türkiye’nin günümüzdeki manzarası iç karartıcı: Bir yandan siyasî rakiplerine yönelik neredeyse ölüm tehdidine varan şiddet söylemleri, kışkırtmalar; ‘kamu vicdanını kanattığını’ (?) düşündüğümüz anayasa / yasa / kural tanımazlıkla birlikte ortaya çıkan ‘kimi devlet görevlileri ile kimi suçluların iç içeliğine’ ilişkin kuşkular; öte yandan getirim (rant) uğruna belki tarihte benzeri görülmemiş yoğunlukta doğa yağması… sürüp gidiyor. 44 YIL[…]
Yazının Devamı