'Yeter Gayri Yumma Gözün'

TGC’nin, Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ile birlikte düzenlediği Yerel Medya Eğitim Seminerleri’nden 80’incisi nedeniyle 18 – 19 Mart günleri Antalya Belek’teydik. Antalya‘nın yanı sıra Isparta, Eğirdir, Burdur, Karaman, Konya, Muğla’dan gelen meslektaşlarımız, iki günde yapılan dört oturumun -bizim de aralarında bulunduğumuz- konuşmacılarına yoğun ilgi gösterdiler.

Seminer süresince konakladığımız Antalya Ela Quality Resort; palmiyelerin, çamların yüzlerce tondaki yeşiliyle Akdeniz lacivertinin öpüştüğü bir doğa parçasının içinde. Kâh açıp kâh kapayan mart havasında gündüzü ayrı, gecesi ayrı güzel. İstanbul’dan giderek el etek çeken yeşilin büyüsünden mi nedir, Belek’in üstündeki kurşuni bulutlar, orada kavuştuğumuz erinci gölgeleyemedi.

 

ÂŞIK VEYSEL’E TERÖR GÖLGESİ

Ta, 19 Mart öğleden sonraya kadar… Son oturumun konuşmacılarından değerli haberci dostumuz Göksel Göksu’nun yanımızdan telaşla geçerken verdiği acı haberle sarsıldık:

– Beyoğlu’nda patlama olmuş!

Ardı arkası gelmeyen terör olaylarından birinin yaşandığı İstiklal Caddesi’ndeki saldırıda; canlı bombayla birlikte beş kişi ölmüş, yedisi ağır 39 kişi yaralanmıştı. Üç bin yıldır kutlanan, 2010’dan beri de BM‘nin dünya ölçeğinde bayram ilan ettiği Pers kökenli Nevruz (21 Mart) öncesi kör terör, yine masum canları almıştı.

21 Mart, aynı zamanda “Dünya Şiir Günü”PEN Dünya Yazarlar Derneği’nin Türkiye merkezi önermiş, UNESCO da 1999’da ilan etmişti. Rastgele seçilmiş değil, Âşık Veysel’i yitirdiğimiz gündü bu: 21 Mart (1973).

Yine, seminer konuşmacılarından değerli gazeteci – halk şiiri araştırmacısı dostumuz Ahmet Özdemir bize, yüreğimizi kor gibi yakan şu bilgiyi verdi:

“42 yıldır Veysel, Gülhane Parkı’ndaki heykelinin önünde anılıyordu. Ben de onu anlatan konuşmalar yapıyordum. İlk kez bu törenin iptalini istedim. Terör nedeniyle… Kendim için değil, törene katılacakların başına bir şey gelmesinden korktuğum için…”

Veysel, dünyanın görüp göreceği en yüce ‘sevgi insanları’ndan biri. Onunla kimin ne alıp veremediği olur ki, diye düşündük. Ama, tepkisiz toplumumuzda meydanı, sevginin, insanlığın can düşmanları teslim almıştı.

Çocuk yaşta geçirdiği çiçek hastalığından kör olan Veysel, sanki bu günlerimizi ‘gönül gözüyle’ görmüş; bir şiirinde bizi ‘uyanmaya’ çağırıyor:

… Kimine saz vermiş çalar eğlenir / Kimi zevk içinde güler eğlenir / Veysel gözyaşlarını siler eğlenir / Yeter gayri yumma gözün kör gibi.”

GRAM GRAM ‘EPİGRAM’

 

Terörden de CHP’yi

Sorumlu tuttunuz ya

Ulaştınız ‘zırvana’ya!