Arapça kökenli “liyakat” (ikinci hecesi uzatılarak ve ‘t’ harfi inceltilerek ‘liyaakât’ diye okunur), son zamanlarda sıklıkla kullandığımız bir sözcük. ‘Kişinin iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu’ demek.
Kamu kurumlarımızın, uzun yıllardır hemen her iktidar tarafından ‘kayırma’ amaçlı kullanıldığını hepimiz biliyoruz.
Ama bu denli ‘kör, kör parmağım gözüne’ durumları pek yaşamamıştık.
Örneğin TRT, varlığını vergilerimize borçlu olan bir kamu kurumu. Elektrik faturalarımızdan bile TRT’ye pay ödüyoruz.
Kurumun 2954 Sayılı Türkiye Radyo Televizyon Yasası’nın 5’inci Maddesi “b” fıkrasıyla kendisine verilen “Atatürk ilke ve inkılaplarını kökleştirme” görevini yerine getirmediği gibi, ‘Atatürk düşmanlarını ekran ve mikrofonlarının gediklisi’ yaptığını, bu köşede defalarca yazdığımız için yinelemeyeceğiz.
Aynı yasa maddesinin “g” fıkrasıyla TRT’ye yayınlarında, “kolay anlaşılır, doğru, temiz ve güzel bir Türkçe kullanma” görevi verilmiş olduğunu anımsatarak kurumun bu açıdan geldiği noktaya dikkat çekmek istiyoruz.
HABERDEN SPORA
TRT Haber’de 30 Mart 2018 sabahı, İzmir Çeşme’den bir enerji haberi veriliyordu. Ekrandaki muhabir, şu dil yanlışına en az on kez düştü:
– Çeşme’deki rüzgâr ‘tribünleri’…
“Tribün”; bilindiği gibi, spor salonu, stadyum ve hipodromlardaki yarışmaları, gösterileri izleyenlerin oturduğu bölüm, demek. Muhabirin kast ettiği ise “rüzgâr türbini“.
Aynı kanalda, “Kitap Haber” diye bir kültür izlencesi var. 22 Mart 2018 günkü bölümde bir kitabı tanıtılan Salâh Birsel’in adı, ‘kalın l’ ile (salak, der gibi) seslendirildi. Kitabın kapağındaki belki yüz puntoluk “Salâh”ın a’sının üzerinde düzeltme imi (şapka) olmasına karşın!
Öte yandan, 17 Şubat 2018 günü oynanan FB – Alanyaspor maçını “Stadyum” izlencesinde yorumlayan (kadrolu yorumcu) ünlü futbol adamı, bir atasözümüzün canına okudu:
– Göz var, nizam var…
Doğrusu elbette “göz var, izan (anlayış) var”.
27 Mart 2018 akşamı da Karadağ – Türkiye ulusal futbol karşılaşmasını anlatan TRT spikeri, “eşofman”a sürekli “eşovman” deyip durdu.
VE ‘EĞİTİM’ UZMANI
Yine, TRT Haber’deki “Bunu Biliyor musunuz?” adlı izlencede bir eğitim uzmanı, öğrencilerin sorularını yanıtlıyor. Bölümlerden birinin sonunda, uzman şöyle diyordu:
– Bunları size ‘defaten’ anlatmaya devam edeceğiz…
“Defaten”, bir kerede demek. Uzman herhâlde “defaatle” (defalarca) demek istiyordu. Ekran başındaki öğrenciler uzmanın muradını mutlaka anlamışlardır!
Tıpkı, “TRT Okul” ekranındaki şu Osmanlıca sabit başlıkla sunulan izlenceyi çok iyi anladıkları gibi:
“Dürr-i Meknun”
Örnekleri çoğaltmak mümkün…
TRT‘de, üstlendiği göreve “değimli” (layık) çalışanlar az sayıda da olsa var elbette. Onları ayrı tutuyoruz. Ama, başta üniversite mezunları olmak üzere her dört gencimizden birinin işsiz gezdiği 2018 Türkiye’sinde kurumun kadrosunu böyle ‘niteliksiz’ çalışanlarla şişirmesi olacak şey değil.
GRAM GRAM ‘EPİGRAM’
Kurban olsun dar gelirli / ‘Atarlı’ büyüklerinin yoluna / Atarlar dolardan da altı sıfırı / Koyarlar ekonomiyi yoluna!