19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyoruz.
Büyük Önder, Kurtuluş Savaşı‘nı başlattığı günü, Türk gençliğine armağan etti.
İşgalci emperyalizme karşı verilip kesin utkuyla kazanılan tarihin ilk ve tek kurtuluş savaşı, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde yapılan Millî Mücadele‘dir.
Ulusça bunun övüncünü yaşayacağımıza, ne yazık ki en büyük ulusal kahramanlarımıza kara çalmaya çalışanlara yeterince sesimizi bile yükseltmiyoruz.
Atatürk, yabancı işgalcilere karşı gösterdiği direncin belki daha fazlasını; din bağnazlarına ve emperyalistlerin yerli işbirlikçilerine göstermek zorunda kaldı.
Bu inançlı savaşım kazanılmasa Kurtuluş Savaşı ve onu izleyen Kuruluş yıllarındaki benzersiz tarihsel utku olan “Atatürk Devrimleri” ile” Anadolu Aydınlanması” da sağlanamazdı.
‘OPERET İMPARATORLUĞU’
* Osmanlı, ayak uyduramadığı 17. yüzyıldan başlayarak hep geriledi. Giderek bir yarı sömürge olmuş; tarihçi yazar Turgut Özakman’ın deyişiyle “operet (eğlenceli, hafif konulu, içinde bestesiz konuşmalar bulunan sahne yapıtı) imparatorluğu”na dönüşmüştü. (1)
* II. Dünya Savaşı’nın sonlarında 45 kiloyu aşan her Türk erkek askere alındı. Ancak, beş cephede de yenilince ‘eğlence’ bitti; Osmanlı tahtındaki yaldızlar tamamen döküldü; “Pantürkizm Hazar kıyılarında, Panislamizm Arabistan çöllerinde ölmüş, elde yalnız bitkin ve yoksul Anadolu kalmıştı.” (2)
* Emperyalizm, ‘kolay lokma’ yı paylaşıp yutmak için sofrayı kurdu. İngiliz deniz üssü Mondros’ta 30 Ekim 1918’te Osmanlı ile mütareke antlaşması imzalandı. Ardından, başkent İstanbul’un işgali geldi.
* Mustafa Kemal Paşa, 9. Kolordu Müfettişi olarak gönderildiği Samsun’a 19 Mayıs 1919’da çıktı. 22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesini yayımlayarak Padişah Vahdettin’i, işgale karşı çıkmaya çağırdı. Yanıt, ordu müfettişliğinden alınması oldu. O da askerlikten istifa etti.
İNGİLİZ SUBAYLARI TUTUKLATTI
* Erzurum ve Sivas Kongreleri ile Kurtuluş Savaşı altyapısı oluşturuldu. Müdafaa-i Hukuk dernekleri olarak ülke ölçeğinde örgütlenildi. 27 Aralık 1919’da söz konusu heyetlerin temsilcisi olarak Ankara’ya gelen Mustafa Kemal’i halk coşkuyla bağrına bastı.
* Derken, yakın tarihimizin pek bilinmeyen bir olayı yaşandı. “Ankara’nın ısrarı üzerine İstanbul hükümeti, İngilizlerin izniyle, seçim yapılmasını kabul eder. 12 Ocak 1920’de Osmanlı Meclisi, İstanbul’da toplanır. Esasları Erzurum ve Sivas Kongreleri ile Ankara’da oluşturulup belirlenmiş olan Millî Ant’ı (Misak-i Millî’yi) kabul ve ilan eder. Millî Ant’ın özü şudur: Bölünmez, bağımsız, hür ve çağdaş bir Türkiye.”
* “Bu karar, işgalcileri olağanüstü rahatsız etmiştir. İşgalci güçler, Ankara’ya halka gözdağı vermek üzere İstanbul’da yönetime resmen el koyarlar. Birçok milliyetçiyi tutuklarlar. Anadolu’ya yardım edenlerin idam edileceklerini gazeteler ve duvar ilanlarıyla duyururlar. Meclis’i sarıp Rauf Orbay ve Kara Vasıf’ı götürürler. Bazı milletvekillerini, askerleri ve yazarları da tutuklar, hepsini yaka paça Malta’ya sürerler.”
* “Mustafa Kemal Paşa, işgale misilleme olarak başta Albay Rawlinson olmak üzere o sırada Anadolu’da bulunan bütün İngiliz subay ve erlerini tutuklatmış ve Meclis’i Ankara’da toplanmaya çağırmıştır.” (3)
… VE ‘ÇUVAL’ OLAYI
* Şimdi, tarihin zaman tünelinden geçip bu olayın 83 yıl sonrasına gelelim… ABD, Irak’ı işgal etmek için Türkiye’de konuşlanmak istedi. Bu konuda hükümeti yetkilendirmek üzere 2003 yılında “1 Mart Tezkeresi” TBMM’ye sunuldu. Tezkere kabul edilirse yayılmacı ABD; 62 bin askeri, 255 uçak ve 65 helikopteriyle altı ay (?) boyunca limanlarımız dâhil, Türkiye’ye kapağı atacaktı. Oylamaya 533 milletvekili katıldı; 250 ret, 264 kabul, 19 çekimser oy kullanıldı. Anayasamızın 96. maddesinde öngörülen 267 salt çoğunluğa ulaşılamadığı için tezkere reddedilmiş oldu..
* TBMM’deki oylamadan dört ay sonra, 4 Temmuz 2003, ABD’nin kuruluş yıldönümüydü. Amerikan askerleri, işgal ettikleri Irak’ın kuzeyindeki Süleymaniye’de görevli Türk askerlerinden bir yüzbaşı, iki üsteğmen ve sekiz astsubayımızı gözaltına aldılar. Ve ordumuza, görkemli tarihinde yaşanmamış bir utancı yaşattılar; bu 11 askerimizin başlarına çuval geçirdiler. Peşmergelerin yardımıyla fotoğraflarını çekip bütün dünyaya yaydılar. Hiç kuşkusuz, 1 Mart Tezkeresi’nin reddine karşı bu bir öç almaydı.
* Dönemin çiçeği burnunda Başbakanı Erdoğan’a gazeteciler, henüz soru sorabiliyorlardı. Çuval Olayı üzerine, bir meslektaşımız ABD’ye nota verilip verilmeyeceğini sordu. Sayın Erdoğan’ın yanıtı, “Ne notası! Müzik notası mı?” oldu.
BOLU’DA İRTİCACI VAHŞETİ
* TBMM, 1 Mart 2003 günü verdiği kararla, 23 Nisan 1920’de Mustafa Kemal’in kurduğu Meclis olduğunu kanıtlamıştı. Atatürk, Kurtuluş Savaşı kararlarını bile Meclis’ten geçirtecek denli ‘halkın iradesine’ saygı gösteren bir liderdi.
*Kurtuluş Savaşı, gözü dönmüş din bağnazlığına karşı verilen mücadelenin de tarihidir. Atatürk ve silah arkadaşları için çıkarılan idam fetvası ve fermanı sonrası, yobazların vahşetine en çarpıcı örneklerden biri, Bolu’da yaşanmıştı. (4)
* 2 Mayıs 1920 günü Ankara’ya karşı ayaklanan Düzce asileri, Bolu’ya yürüdüler. 3 Mayıs sabahı Bolu’da şehit ettikleri Binbaşı İhsan’ın naaşını soyup çıplak hâlde sokak ortasında bıraktılar. Ellerine geçirdikleri askerleri, eski lise binasının kırık camları ile kestiler ve korkunç işkencelerle öldürdüler…
* … Abdülkadir adında çok genç bir subayı da soyup bıçakla delik deşik ederek öldü diye bıraktılar, Ertesi sabah bir hekimin subayı ağır yaralı durumda bulup kaldırdığı hastaneyi bastılar. Hastayı boynuna ip geçirip sokaklarda sürükleyerek öldürdüler. ‘İşte, şeyhülislam fetvasının hükmü yerine geldi!’ diye bağırdılar. (4)
* Neyse ki gerçek dini bilen, vicdan sahibi, yurtsever din adamlarımız da vardı ve bunlardan 153’ü ortak bir fetva yayımlayarak halkımızın Mustafa Kemal ile silah arkadaşlarına desteğine büyük katkılar sağladılar.
PARSEL PARSEL ANADOLU
* Fransa’nın Sevr (Sèvre) kentinde 10 Ağustos 1920 günü Osmanlı, Müttefik devletlerle antlaşma imzalayarak Türk topraklarını parsel parsel yabancılara terk etmeyi resmen kabullenmiş oluyordu.
* O günlerde süren Kurtuluş Savaşı, 9 Eylül 1922’de İzmir’in son işgalci düşmandan temizlenmesiyle sona erdi. Bugün kimilerinin burun kıvırdığı Lozan Antlaşması’nın 24 Temmuz 1923’te imzalanıp uygulamaya konulmasıyla Sevr Antlaşması da geçerliliğini yitirdi.
En azından biz öyle biliyoruz.
GRAM GRAM ‘EPİGRAM’
Canan Kaftancıoğlu’nu
Sanma ki ateşe attın;
Sildim deme siyasetten,
Türk Jan Dark’ını (5) yarattın.
1) Turgut Özakman; “Şu Çılgın Türkler”, Bilgi Yayınevi, 69. basım, sayfa 15
2) Agy. sayfa 15
3) Agy. sayfa 21
4) Agy. sayfa 694
5) Jan Dark:15. yüzyıl Fransa’sında erkek giysileri giyip savaştığı için diri diri yakılan, sonradan aynı mahkemenin verdiği kararla ‘azize’ ilan edilen kadın kahraman.