Türk dili açısından, 25 Kasım 1893 tarihinin özel bir önemi var. Danimarkalı bilim insanı Prof. Wilhelm Thomsen, günümüzden 124 yıl önce Orhun Yazıtları’nı okumayı başarmış.
Türkçemizin sekizinci yüzyılda bile yazınsal (edebî) değeri olduğunu gösteren yazıtlarda; Thomsen’in ilk okuduğu sözcüklerden ikisi, “Tengri” (Tanrı) ve “Kök Tengri”ydi (Gök Tanrı).
İçişleri Bakanlığımız, bu önemli yıldönümünde çok değişik bir etkinlikte bulunmuş! Kanal D’den Özgen Bingöl’ün haberine göre Bakanlık, Jandarma Genel Komutanlığına gönderdiği bir yazıyla askerimizin ‘Yemek Duası’ndaki “Tanrı” sözcüğünün, Arapça “Allah” sözcüğüyle değiştirilmesini buyurmuş. Bu dua artık “Allahımıza hamdolsun. Milletimiz varolsun. Afiyet olsun!” diye okunacakmış.
MUHAFAZAKÂR MI?
Kendilerini ‘muhafazakâr’ olarak tanımlayan politikacılarımıza anımsatalım:
Düzenli ve disiplinli ilk Türk ordusunun; MÖ 209’da kurulduğu kabul edildiğine göre, iki bin 226 (yazıyla ‘iki bin iki yüz yirmi altı’) yıllık geçmişi var.
Türkistan’da, atalarımız Göktürkler’in dilsel / dinsel kalıtı “Tanrı” sözcüğü de en az bin 300 (yazıyla ‘bin üç yüz’) yıllık.
“Tanrı”nın, çok tanrılı dinlerdeki ‘ilah’ın karşılığı olduğu tezine inanıp “Allah” sözcüğünün yeğlenmesini savunanlara da itirazımız var. “Tanrı”; küçük ‘t’ ile yazılınca mitolojideki ya da çok tanrılı dinlerdeki ‘ilah’; büyük ‘T’ ile yazılınca Arapça “Allah” ile eş anlamlı olur.
YAZITA KAZINAN ÖĞÜT
Öte yandan, yine askerimizin ‘Yemek Duası’nda geçen “millet” sözcüğünün de (kimilerimizin çok öykündüğü Araplarda kökleşmiş bir ‘ulus düşüncesi’ dolayısıyla da ‘ulus kavramı’ bulunmadığı için) Arapçada “ümmet” ile eş anlamlı olduğu biliniyor.
Bu gerçeğin ışığında; Orhun Yazıtları’nı ‘yerli ve millî’ markalı bir bilim insanımızın değil de Danimarkalı ‘kefere’den (!) birinin okuyuşunun 125’inci yılı ‘kutlamaları’ (!) çerçevesinde, söz konusu duanın ‘resmen’ şöyle değiştirilmeyeceği ne malum:
“Allahımıza hamdolsun. ‘Ümmetimiz’ varolsun. Afiyet olsun!”
Bunu da yiyecek miyiz?
Bize sorarsanız yemeyelim… Bilge Kaan’ın, Orhun Yazıtları’yla biz Türklerin belleğine kazıdığı gibi; döneminin ‘akil insanları’ olan ‘kocamışlara, bilgelere’ kulak verilmeyince başa gelenlerden ibret alalım:
“… Bey olacak erkek evladın köle, hanım olacak kız evladın cariye oldu…”
‘YENİCHERRY’?..
İstanbul Galata’da, bir dükkânın tabelasındaki yazı:
“Yenicherry.com”
Başlığın üstünde, İngilizcesi ‘cherry’ olan ‘kiraz’ resmi.
Ama, burası manav değil.
Yenicherry’nin hilal biçimli ‘C’sinin ortasına yıldız konmuş; kiraz yaprakları kaytan bıyığa dönüştürülüp ‘yeni asker’ anlamı da taşıyan “Yeniçeri” imgesi kullanılmış.
Tabela, turistik bir hediyelik eşya dükkânına ait. Herkes, dilimizi bir ucundan çekiştirir, eğip büker, garip biçimlere sokarken bu arkadaşlar da yaratıcılıklarını (!) konuşturmuşlar.
Yaratıcıları severiz, Yaradan’dan ötürü!
GRAM GRAM ‘EPİGRAM’
Seçmenimin garibi / Olsa ‘domuz gribi’ / Neyle şifa bulur ki / ‘Helal ilaç’tan gayri!