İki Kulak Bir Dil İçin -5

Kimi TV sunucuları, konuşma dilimizdeki “geniş ünlülerin daralması” kuralına uymuyor. Bu bağlamda en çok da “değil” sözcüğünün yanlış seslendirildiğini işitiyoruz. “-ğ-“ harfi; “değil”de olduğu gibi, “e” ve “i” harflerinin arasındaysa “y” okunur. Sanırız, yukarıdaki kural gereği, hemen tüm sunucularımız “değil” sözcüğünü şöyle okuyor: “Deyil”. Bizce yanlış. Çünkü “e” harfi, geniş[…]

Yazının Devamı

İki Kulak Bir Dil İçin -4

Hemen tüm TV kanallarımızda sunucuların, “ağır” sözcüğünü yazıldığı gibi okuduklarını işitiyoruz. Evet, Türkçemiz genellikle ‘yazıldığı gibi okunan’ az sayıdaki dilden biridir. Batı dillerinde iki ünlü (diftong), kimi zaman da üç ünlü (triftong) harfin bir arada yazıldığı hâlde tek ses verdiğini (1) biliyoruz. Ama, her dilin kendine özgü incelikleri olduğu gibi,[…]

Yazının Devamı

Öğretmenim 'Cani'm Benim!

Geçen cuma, Şilili büyük şair Pablo Neruda’yı (1904 – 1973) birkaç kez anımsadığımız gün oldu. Dondurucu bir şubat sabahının kızıl sarı parlaklığı, sokak lambalarının ferini söndürmeye koyulmuştu. Neruda’nın, üçüncü eşi için yazdığı “Matilde’ye Sone”sindeki gibi: “… ateş de pay alır kendine soğuktan…” Gün içinde Neruda yine buldu bizi!

Yazının Devamı

İki Kulak Bir Dil İçin -3

En iyi eleştiri, özeleştiridir, düşüncesiyle medyamızdaki ‘dil yanlışlarına’ dikkat çekmeyi sürdürüyoruz… Deneyimli bir meslektaşımız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmen ziyaret ettiği Mozambik’ten, haber kanalının canlı yayınına bağlanıyor: – Burası ‘oldukça’ sıcak… Ülkenin ‘oldukça’ ciddi ekonomik sorunları var. Gazetecinin “çok” anlamında kullandığı “oldukça” belirteci, aslında ‘ne az ne de fazla; orta karar’ demek.

Yazının Devamı

Acıları Yadsımak

İnsanoğlu, garip yaratık. Bir yandan kötü anılarımızı biriktirerek yaşamı kendimize zindan etmek için özel çaba harcıyoruz! Öte yandan ise ruhumuz ve bedenimiz, kimi acılara karşı sanki doğaüstü bir güçle savaşım veriyor. Bu savaşımın bir yolu, ‘acıları yadsımak’ da olabiliyor.

Yazının Devamı

İki Kulak Bir Dil İçin -2

Haberleri yazarken ya da seslendirirken ‘Türkçeleşmiş yabancı sözcük’ kullanımında ciddi sorunlarımız var. Bir belgesel kanalımızın, 23 Ocak 2017 günü Abant’taki yarı yıl (sömestr) tatilcilerinin kış keyfine ilişkin haberinde, dış ses şöyle diyordu: “Şamrellerle karda kayanlar…” ‘Motorlu taşıtların iç lastiği’ anlamında kullandığımız Fransızca kökenli sözcüğün yazım ve sesletimi hakkında ‘rivayet muhtelif’:[…]

Yazının Devamı